25 Eylül 2021 Cumartesi

Warren Buffett ve Finansal Tabloların Yorumlanması

Warren Edward Buffett (30 Ağustos 1930, Nebraska), Amerikalı iş adamı ve hisse senedi yatırımcısıdır. 20. Yüzyılın en başarılı yatırımcılarından biri olarak gösterilmektedir. Berkshire Hathaway yatırım şirketinin CEO'su ve en büyük hissedarıdır. 2021 yılı itibari ile 100.9 milyar $ serveti ile dünyanın en zengin 10. kişisidir. 

Wikipedia

Kitabı okumaya başlamadan önce finansal tablolar içerisinde kaybolacağımı düşünürken çok sade ve anlaşılır bir anlatım dili ile karşılaştım. Giriş kısımlarında kendisini inanılmaz bir servete kavuşturan şirketlerin genel özelliklerinden bahsediyor. Gelir Tablosu, Bilanço ve Nakit Akış tablolarının detaylarına girmeden bu kısımlarda nelere dikkat edilmesi ve saklı verilerin hangi kalemler altında gizlendiğini anlatıyor. Nihai olarak her bir tabloyu detaylı bir incelemeye tabi tutuyor. Bitirdiğinizde finansal tablolara tamamen hakim olabilir misiniz? Hayır. Ama bakış açınızın daha da değişeceğinden eminim. Şimdi biraz da aldığım notları size aktarmak isterim.

Kendisini zenginliğe ulaştıran bu süper şirketlerin temelde 3 farklı iş modeli seçtiğini belirtiyor. Bu şirketler ya eşsiz bir ürün satmalıdır ya da benzersiz bir hizmet sunmalıdır. Üçüncü bir durum ise halkın istikrarlı bir şekilde ihtiyaç duyduğu bir mal veya hizmeti çok düşük maliyetle satın alıp satabiliyor olmalıdır.

Şirketleri değerlendirirken aldığı verilerin belirli bir istikrar çerçevesinde olmasına dikkat ediyor. İstikrarlı bir brüt kar marjı var mı? İstikrarlı bir şekilde borçsuz mu ya da düşük bir borç miktarı ile devam ediyor? İstikrarlı bir şekilde Ar-Ge faaliyetlerine yüksek bütçeler mi ayrılıyor? İstikrarlı bir kazanca sahip mi? Bu kazançlar istikrarlı bir şekilde büyüyor mu? Bu sorulara aldığı yanıtlar çerçevesinde portföyünü yönlendiriyor. Buradaki istikrarlı kısmını ise yaklaşık 10 yıl gibi bir süre olarak tanımlıyor. Belirli dönemlerde borçlanmış olabilir ama şirket ana faaliyetlerini yürütürken bunu sürekli borçlanarak gerçekleştiriyorsa karşı duruyor. Belirli dönemlerde yatırımlar için bu tutarların olması nispeten makul görülebilir ancak bunları kazançlarından karşılamasının makbul olacağını düşünüyor. Ar-Ge faaliyetleri kısmındaki tavrı ise beni şaşırtmıştı. Şirketin Ar-Ge faaliyetlerine ayırdığı bütçenin yüksek olması onun oldukça rekabetçi bir sektörde yer aldığını ifade ediyor olabilir. Rekabetçi pozisyonunu koruyamadığı zaman kazançlarının da aynı oranda bu durumdan etkileneceğini belirtiyor. Bu anlamda yatırım yaptığı şirketlerin kazançlarının büyük çoğunluğu ile ya da sürekli aldığı yüksek orandaki borçlarla Ar-Ge faaliyetlerini desteklediğini ve bu sayede sektörde rekabeti sürdüren bir şirket konumunda olmadığını görüyoruz.

"Yüksek bir brüt kar marjı yaratan şey şirketin sürekli rekabet üstünlüğüdür."

Satışların toplam tutarını, brüt kara böldüğünüzde elde ettiğiniz değer "Brüt Kar Marjı"dır. Bu oran çerçevesinde şirketleri 3 gruba ayırmıştır. 

  • %40 üstü sürekli rekabet üstünlüğüne sahiptir.
  • %20 - %40 arası rekabetçi sanayi kollarında bulunma ihtimali yüksek ve rekabet brüt kar marjlarına zarar verir.
  • %20 ve altı sektörde şiddetli bir rekabetin göstergesidir. Kıran kırana bir rekabetin olduğu sektörde şirket lehine bir üstünlük yoksa bizi asla zengin edemez.
Bu anlamda brüt karı azaltıcı her maliyet değerlendirilmeli bu giderlerin şirkete katkısı üzerine düşünülmelidir. Warren'ın bakış açısından değerlendirirsek değiştirmeye ihtiyaç duymadığınız bir ürünü sürekli üretebiliyor iseniz karlı bir iş yürütüyorsunuz demektir. Bu da aynı zamanda sektörde rekabetçi kalabilmek için tesis, makine ve teçhizata çok fazla paralar harcayıp yenilemenize ihtiyaç duymamak (bu tarz giderlerden kurtulmak ) nihai olarak karlılığı istikrara kavuşmak demektir. 

Herhangi bir yılda, bir şirket tüm uzun vadeli borçlarını 3-4 yılda kapatabilecek yeterli dönem karına sahip olmalıdır. 

Bilançoda yer alan Dönen Varlıkların, Toplam Kısa Vadeli Kaynaklara bölünmesiyle bir şirketin likiditesini ölçtüğümüz Cari Oran değerini elde ederiz. Bu oranın 1'den büyük olması arzu edilen ve şirketin borçlarını ödeyebilme potansiyelinin güçlü olduğunu belirtir. Ancak rekabet üstünlüğüne sahip bazı şirketlerin 1'den küçük olduğu da bilinmektedir. Buradaki fark ise kazançlarının güçlülüğüdür. 

Warren, sürekli rekabet üstünlüğü olan şirketlerin genellikle bilançolarında ya çok az borç bulunduğu ya da bu şirketlerin hiç borçlarının olmadığını öğrenmiştir. Bunun nedeni de bu şirketlerin yüksek düzeyde karlı çalışmaları ve kendi kendilerini finanse edebilmeleridir. Burada değerlemeye esas olan oranı Toplam Borcu Öz kaynaklara bölümüyle elde edebiliriz. Bir şirketin kendi faaliyetlerini finanse etmek için borçlanmaya mı yoksa (yedekleri de kapsayan) öz kaynaklara mı başvurduğunu belirleriz. Sürekli rekabet üstünlüğüne sahip şirketlerde karşılaşacağımız tablo ise yüksek öz kaynak değerine karşılık düşük borçlanma değeri olacaktır. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Warren Buffett ve Finansal Tabloların Yorumlanması

Warren Edward Buffett  (30 Ağustos 1930, Nebraska ), Amerikalı  iş adamı ve hisse senedi yatırımcısıdır. 20. Yüzyılın en başarılı yatırımcıl...